27 Kasım 2011 Pazar

ERKEN DOĞUMA KOŞAR ADIM & BEBEK HAREKETLERİ


6'ıncı ayımız


Bazıları "sakınan göze çöp batar" der. Ben de dönem dönem söyleyenlerden olsam da, sağlık konusunda sakınmanın, sık  doktor ziyaretlerinin önemini gösteren, capcanlı bir örnek ile uyuyoruz  4 aydır geceleri. Biraz evhamlı bir yapım var. Çok düşünür, çok karıştırırım. 27'inci haftanın sonunda kendini gösteren mini su akışının altında başka bir şey yattığını düşünüyordum. O güne dek saymadığım bebek hareketlerini saymaya başladım. Bebek hareketliliği, bebeğin sağlığı hakkında doktorlara önemli ipuçları veriyor. Anne için ise bebeği kontrolünün şimdilik en eski ve pratik yolu. Bu hareketler, daha evvel hamilelik yaşamış olanlarda 16'ıncı haftada bile başlayabiliyormuş. Ben 21'inci haftada aniden hissetmeye başladım. Üstelik annemin ve arkadaşlarımın anlattığı gibi; kelebek uçması falan şeklinde değil, bebeğim bildiğimiz takla atıyordu. Hareket sayısı gittikçe arttı. 26'ıncı ve 27'inci haftalarda pik noktasına ulaştı. Böyle de olması gerekiyordu. Giderek daha da fazla hissetmeliydim. Benden bir ay daha önce doğum yapacak olan arkadaşım her gün anlatıyordu, ona masallar okuyorum, kafasını hissediyorum, hah şimdi de ayağını hissettim... Oysa bende ne kafa ne ayak hissetmeleri başlamıştı, üstelik bu hareketler gittikçe azalıyorlardı.

Bebek hareketlerini saymaya böyle başladım. İlk hafta azalması abartısız "gözle" bile görülebilir düzeydeydi. Hemen bir doktor ziyareti ayarladık. Kontrol edildim, her şey normaldi. Üstelik küçük bir show da yapmış, taklalar atmıştı bizimkisi. Yine de bir gariplik olduğunu hissediyordum. Saymaya devam ettim. İş yerinde küçük molalar veriyor, rahat bir koltuğa yaslanıp günde iki kez sayıyor, not alıyordum. 

Hissettiğim hareketleri zayıf, orta kuvvette ve kuvvetli olarak sınıfladım. Yanlarına gün boyu ve molalarda ne kadar hissettiğimi yazıp grafikledim. Sonuç netti: azalıyordu. 

Yeni bir doktor ziyareti, yine her şey yolundaydı. Evhamlı bir manyak izlenimi vermeyi başarmıştım ama hayır bir terslik olduğunu hissediyordum. Artık Uykusuzannelerklubü'nün erken bir üyesiydim.

31'inci haftamızın başıydı... Sabaha karşı, yeni dalmıştım ki, karnımda o garip şeyi hisettim. Karın kaslarım adeta göbek deliğime doğru toparlanıyordu. Ağrı, sancı yoktu. Nefessiz kalmıştım korkudan. Eşimi uyandırdım, dokundu, karnım taş gibiydi. Beni sakinleştirdi. Sadece yarım saat sonra ise kasılmaların ikincisi gelecekti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder