Artık evdeydim ve aylar sürecek büyük süt mesaim başlamıştı. Hastanede, oğlumu emzirmeme izin verirler belki diye düşünsem de, acilen bir pompa satın almam gereğinin farkındaydım. Araştırmaya başlamıştık, ameda, medela, avent, vb. onlarca markanın "üstün" özelliklerini okuyorduk fakat hiç biri tatmin edici gelmiyordu. Herkesin söylediği ortak bir şey vardı ki, o da; hiç bir pompanın, o minik bebeğin iki damağı arasında göğsünüzü ezip emerek çıkardığı sütü çıkaramayacak olmasıydı. Bunu aylar sonra anlayacaktım.
Markalar arasında kararsız kalınca kiralamaya ve denemeye karar verdik. Her markayı bir kaç hafta deneyecektim. İlk aklımıza gelen, makineyi e-bebek gibi bildiğimiz bir yerden kiralamak oldu.Çok pahalı söylentilerine rağmen, diğer pek çok avantajı sayesinde bizi müdavimi yapan mağazayı aradık, ellerinde Avent'in iyi bir modeli olduğunu söylediler. Eşim almaya gittiğinde, ellerinde bu modelin olmadığını, bir yanlışlık olduğunu söyleseler de müşteri memnuniyeti ön plana çıkınca, yaklaşık 1300 tl civarında olan Avent Isıs IQ Duo model makinelerden, kutusu açılmamış bir taneyi bize kiralamışlar. Yani şu aşağıda gördüğünüz modelden, tertemiz bir makine ile başlamış oldum macerama.
Eve
getirip kısa bir sürede çalışma prensibini çözdükten sonra, her seferi müthiş ağrılı geçen
sağma macerası da başlamış oldu. Makine sağma hızınızı kaydedebiliyor, ve siz ne hızda isterseniz o hızda sağıyordu ama ağrıya katlanmak için oğlumu ilk
gördüğüm anı düşünmekten başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Onun
pembe teni, sonradan düzelecek kıvrık saçları dünyanın en etkili ağrı
kesicisiydi. Yaklaşık 10 gün sonra, ağrı azalarak yok oldu. Şimdi sıra
sütü arttırmadaydı ama nasıl? İlk gün sağdığımda, yalnızca 40 cc elde
edebilmiştim. Sonra 60 cc'ye çıkmış ve adeta orada durmuştu.
Bazı
kadınların, yeterince istediklerinde, anne olmasalar bile bir bebeği
emzirerek sütlerini getirdiklerini okumam dönüm noktası olmuştu. Demek ki
süt moralle, istemeyle artabilen bir şeydi. Stresle de gidebilirdi.
Bazı annelerin kafayı buna takıp, başka bir şey düşünememelerine rağmen, sütlerinin artmadığını görüyor ve korkuyordum. Yapmam gereken olabildiğince sakince, sabırla bunu istemekti.
Gerçekten konstantre oldum. Belki size delice gelecek ama, sütümle konuştum. Oğluma benden selam götürmesini, kendisinin onun için ne kadar önemli olduğunu söylemesini istedim. Ona anlat dedim, ben senin annenin canıyım, kanıyım, kemiklerinden, iliklerinden geldim seni büyütmek için. O senin yanında olamıyor, ama beni gönderiyor taaaa içinden. O seni çok seviyor...
Konuşunca büyüyen çiçekler misali, ben istedikçe sütüm yavaş yavaş arttı, öyle çok değil ama oğluma yetecek kadar, ben konuştukça oğluma iletti söylediklerimi, biliyorum çünkü oğlum ilk günler çok az büyürken sonra kocaman kocaman büyümeye başladı. Yani işe yaradı. Sevgimle, kanımla, canımla çıkardığım sütüm, sevdiklerimizin duaları ve babasının sarsılmaz inancıyla ,oğlumuz her gün daha çok büyüdü. Bazen daha fazla, bazen çok daha az oldu, sabit kalmadı ama 5'inci ayımıza 10 gün kala, hala onu sadece sütümle beslemeye yetiyor. S
iz siz olun bir başkasının lafına, bir başkasının cc sine kafanızı takmayın. Ben yaşayarak gördüm ki, sütün bir büyük düşmanı stres ise, bir büyük düşmanı da "kadınlar" ve bazen haddini aşan "erkekler". Onları da yazacağım:D Sırayla.. Şimdi onu beslemeye konsantre olalım.