3 Aralık 2011 Cumartesi

ONU BESLEMEK VOLUME 1






  Şöyle ki, bir bebeğiniz varsa, hele de prematüre bir bebeğiniz varsa, bu hayattaki en büyük sorununuz onu besleyebilmektir. Gittikçe yaygın olarak, anneler bebeklerini en az 6 ay sadece anne sütü ile beslese de, bazı doktorlar ve diyetisyenler 4'üncü ayı da uygun bulabiliyor. Ek besinlerden sonra ise, pek çok dirayetli anne, 2 yaşına kadar, imkanları dahilinde bebeklerini emzirebiliyor. Çocukların daha geç yaşlarına kadar emzirildiği ülkeler de yok değil.

sağdığım ilk süt
Benim emzirme kabusum, hamileliğimin erken haftalarında başladı. Kabuslar görüyor, bu kabuslarda bebeğimi besleyemiyor ya da beslemeyi unutuyordum. Yaşadığım üzüntüyü ancak bebeğini besleyemeyen bir anne anlayabilirdi. Oğlum prematüre doğunca, emzirmekle ilgili hiç bir araştırma yapmadan, süt sağmakla ilgili neredeyse hiç bir fikrim olmadan girdim bu piyasaya. İlk bir ay da sadece içgüdülerim ile hareket ettim. 

Hastanede ilk gün süt aklıma bile gelmedi. Hemşireler sağma makinesi getirerek, henüz kendinde olmayan beni süt sağmaya ikna etmek yerine, eşimi bana yardım etmeye teşvik ederek en doğru adımı attılar. Üç saatte bir, daha ikinci dakikasında uyuyarak süt sağmayı denedim. Yaklaşık 20 dakika deniyordum ama yarısında derin uykuya geçtiğimden sütün gelip gelmediğini, göremiyordum. Uyandığımda tertemiz biberonları görünce hüsrana bile kapılmıyordum, o kadar. Anlayacağınız narkoz sadece bedenimi değil, duygularımı da kötü etkilemişti.

İkinci gün daha bir üzgündüm, gelmeyecek herhalde diyordum. Ümidimi kesmiştim resmen, kimselere de bir şey sormuyordum. Çay üstüne çay içmek pek işe yaramamış gibiydi. Öğlen  sıcak bir banyo yaptım, ayaklarımın altına sıcak su torbaları koyup rahatladım ve en önemlisi oğlumu gördüm. 

Onu görünce, onu beslemek için duyduğum büyük isteği herkesin hissetmesini çok isterdim. Bu çok yüce, çok özel bir duyguydu. Üçüncü gün, yeterince kendimde değildim ama sürekli onu düşünüyordum. Valizimi toplamıştım ama gitmeden önce oğlumu bir kez daha görecektim. Ona ellerim boş gitmek istemiyordum. Bir lokma da olsa, ona sütümden götürmeliydim. Sabah ziyaret eden doktorum göğüslerimin emzirmeye hazır ve dolu olduğunu söylediyse de bu işte bir yanlışlık olduğunu çözememiştim. Sabah 08:00'de kalkmıştım ve neredeyse 11:00 olmasına rağmen hala sağıyordum. İkinci günün akşamı, göğsümden jel kıvamında bir şeyler gelmişti ama hakikaten lokma kadardı ve ben onun süt olabileceğini düşünmemiştim bile. Koluma değmiş ve yapıştırıcı gibi iz bırakmıştı. 

Üçüncü gün henüz ortada gözle görülür bir şey yoktu. Eşime, emzirme hemşiresine pompayı kontrol ettirmesin rica ettim. Flash flash... Pompa bozuktu ve benim ilk deneyimim olduğu için anlamamıştım. Yenisi verilir verilmez, bir gün önceki jel kıvamlı sıvıdan bir parmak kadar elde ettim ve bunun kolostrum olduğunu öğrendim.

Artık tek bir derdim vardı, eve gidip bu sıvıyı arttırmak...

1 yorum:

  1. Harikasın! Her düşündüğümde ne kadar kocaman yürekli olduğunu tekrar görüyorum. Seni de Alicim'i de seviyorum!

    YanıtlaSil